Kalça kireçlenmesinde ameliyatsız tedaviler içerisinde en önemlilerinden bir tanesi fizik tedavi, başka bir adı ile fizyoterapi uygulamalarıdır. Bu uygulamaların ne zaman, kimlere yapılacağı ve tedavi seçeneklerine geçmeden önce kısaca kalça kireçlenmesinden bahsetmek faydalı olacaktır.
Kalça Kireçlenmesi Nedir?
Kalça kireçlenmesi yıllar içinde yavaş yavaş oluşan ve sonunda kalça eklem kıkırdağının tamamen kaybolması ile sonuçlanan bir hastalıktır. Eklem kıkırdağı genç yaşlarda pürüzsüz, kaygan ve parlaktır, yük taşıma kapasitesi yüksektir. Zaman içerisinde oluşan çatlaklar, zedelenmeler kıkırdakta aşınma sürecini başlatır.
Kıkırdak bir şapka gibidir, bu anlamda evin çatısına benzetilebilir. Eğer evin kolonları sağlam değilse, yani kıkırdak dokunun oturduğu kemik zayıflamışsa kıkırdağın çökmesi de kolaylaşacak, kireçlenme süreci hızlanacaktır.
Özellikle kadınlarda menopoz sonrası daha çok görülen osteoporoz, kemikleri zayıflatırken bir yandan da kıkırdak aşınmasını hızlandırarak kireçlenme hastalığını ilerletecektir.
Diz ekleminden farklı olarak doğumsal kalça çıkığı ve çocukluk çağı kalça kemiği hastalıkları da ileri yaşlarda kireçlenmeye yatkınlık oluşturmakta ya da yaşla birlikte oluşan kireçlenmeyi hızlandırmaktadır.
Kalça kireçlenmesinin belirtileri nelerdir?
Kalça kireçlenmesinin hasta tarafından fark edilen ilk sinyali ağrıdır. Genellikle kasıkta hissedilen, hareketle ortaya çıkan bir ağrı belirir.
Kalça ekleminin yük taşıma kapasitesi giderek azalır, dolayısıyla yürüme mesafesi düşmeye başlar. Oturup kalkma, merdiven inip çıkma, arabaya inme binme, çorap giyme gibi günlük aktivitelerde ağrı ve güçlük yaşanması önemli belirtilerdendir. Hareket kısıtlılığı ortaya çıkar, hasta kalçasını hareket ettirmekte zorlanmaya başlar. Zamanla yürüme bozulur, hasta dışardan fark edilecek şekilde aksamaya başlar. Hastalık ilerledikçe baston kullanma ihtiyacı belirir.
Tüm bunlar kireçlenme durumunun hastada hissedilen karşılığıdır.
Erken dönemde tedavi seçenekleri nelerdir?
Kalça kireçlenmesinin erken evrelerinde, henüz kıkırdak dokusu tamamen hasar görmemiştir ve yapılacak tedaviler mevcut kıkırdak dokusunu korumaya yöneliktir. Bu tedavi seçenekleri günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi, fizyoterapi, PRP ve kök hücre enjeksiyonları olarak özetlenebilir.
Amaç ağrıyı azaltmak, eklem hareket açıklığını korumak, kireçlenme sürecini yavaşlatmak, durdurmak, hatta iyileşme elde edebilmektir.
Günlük Yaşam Aktivitelerinin Düzenlenmesi
Eklem sağlığı hareket ile mümkündür, hareket etmeyen eklemlerde hastalık giderek ilerleyecektir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar hareket ediniz.
Fazla kilolar eklem üzerindeki yükü artırarak kıkırdak hasarını ilerletecek, bu da ağrıyı artıracak ve hareket kısıtlılığını daha da artıracaktır. Bu nedenle mevcut kilonuzu korumak, mümkünse kilo vermek gereklidir.
Ağır yük taşımaktan, uzun süre yürümek ve ayakta durmaktan kaçınmak gerekir.
Yumuşak tabanlı ve düz topuklu ayakkabı giyilmelidir.
Uzun süre aynı pozisyonda oturmaktan kaçınılmalı, bacak bacak üstüne atarak oturulmamalı, diz seviyesinden alçak sandalye veya koltukların tercih edilmemelidir. Bu anlamda tuvalette klozet yükselticisi kullanılması uygun olacaktır.
Kalça Kireçlenmesinde Fizik Tedavi
Bu yöntemler fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Hekiminiz süreç boyunca sizi takip edecek ve tedavinin sonunda tekrar değerlendirecektir.
Fizyoterapi yöntemleri arasında sıcak veya soğuk uygulamalar, elektroterapi (TENS, elektrik stimülasyonu, vb), ultrason terapisi, kısa dalga tedavisi ve kişiye özel egzersizler sayılabilir. Bu egzersizlerin süresi, şiddeti ve sıklığı kireçlenme sürecinde hangi aşamada olduğunuza göre değişmektedir.
Unutulmaması gereken nokta bu egzersizlerin fizik tedavi süreci bittikten sonra da evde düzenli olarak yapılmaya devam etmesi gerektiğidir. Aksi halde fizyoterapinin sağladığı iyilik hali devam etmeyecek, kireçlenme hastalığı kendi ritminde ilerlemeye devam edecektir.