Bel ağrısı toplumda oldukça sık görülen bir problemdir.
Sanıldığının aksine tüm bel ağrıları bel fıtıkları ile ilişkili değildir. Ve pek çok hastada cerrahi tedavi gerekmeksizin tedavi edilebilir. Küçük bir oranda ise tedavi ancak ameliyat ile olur ki bu hastaların başka bir tedavi yönteminden şifa bulması mümkün değildir.
Bel ağrısı nedir?
Bel omurları üzerinde ya da etrafında hissedilen ve bazen omuriliğin ya da omurilikten çıkan sinir köklerinin de etkilendiği, bu sebeple bacaklarda da ağrıya neden olabilen bir durumdur.
Ortaya çıkış süresi 4 haftadan daha kısa olduğunda akut, 4-12 arasında ise subakut, 12 haftadan daha uzun ise kronik bel ağrısı olarak adlandırılır.
Pek çok hastada ağrı, sadece bel omurları üzerinde hissedilir ki bu tip bel ağrısına kas-iskelet ya da nörolojik olmayan bel ağrısı ismi verilir.
Nörolojik ağrı ise omurilik ve sinir köklerinin etkilendiği bir hastalığa bağlı gelişir. Ağrı bacaklara yayılabilmekte, duyu kusuru ve güçsüzlük gibi daha ciddi problemlere neden olabilmektedir.
Bacaklara yayılan ağrı Siyatik ağrısı olarak da adlandırılmaktadır.
Bel ağrısının sıklığı nedir?
Bel ağrısı sıklığı ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar, toplumun %84’ünün hayatında en az bir kez bel ağrısı yaşadığını göstermiştir.
En sık görüldüğü yaş 45-64 yaşları arasıdır.
Kadınlarda oran erkeklere göre biraz daha yüksektir.
Bacaklara vuran ağrı (Siyatik) oranı ise %2-40 arasında değişen oranlarda bildirilmiştir.
Yakın zamanda yapılan bir küresel araştırmada, bel ağrısı bir numaralı sakatlık nedeni olarak belirlenmiştir.
Bel ağrısı için risk faktörleri nelerdir?
Pek çok sebep ağrının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunlar arasında en iyi bilinen risk faktörleri obezite, yaşlanma, ağır işlerde çalışma, sigara kullanımı, hareketsizlik ve stres, depresyon gibi psikososyolojik faktörlerdir.
Nörolojik olmayan bel ağrısının sebebi nedir?
Bu ağrıların çoğunda net olarak ağrıya neden olan sebebi bulmak zordur.
Dejeneratif değişiklikler(kireçlenme) ve omurga çevresindeki kaslar, bağlar ve yumuşak dokuların yaralanmaları en sık neden olarak görülmektedir.
Ağır kaldırma gibi aktiviteler, kas lifi veya tendonların kopmasına ya da yaralanmasına neden olabilir.
Öncesinde fazla çalıştırılmayan kasların tekrarlayan hareketleri veya aşırı kullanımı, laktik asit birikimi yoluyla ağrı ve spazmlara neden olabilir.
Omurgalarımızın arkasındaki hareketli eklemlerin ya da omurgayı leğen kemiğine bağlayan eklemlerin hastalıkları da bel ağrısının oluşumuna katkıda bulunabilir.
Nörolojik bel ağrısı neden olur?
65 yaş altında nörolojik bel ağrısına neden olan en önemli faktör, yaklaşık %90 oranında bel fıtıklarıdır.
Omurgalar arasındaki disklerde ağrı duyusu yoktur. Diski çevreleyen ve bütünlüğünü sağlayan lifler yırtıldığında disk içeriği omuriliğin kendisine veya sinir köklerine baskı yapmaya başladığında ağrı başlar.
65 yaş üzerinde ise sinir kökü sıklıkla yaşa bağlı dejeneratif omurga değişikliklerinden (bel kireçlenmesinden) etkilenir. Sinir kökünün baskı altında kalması, sinyal iletiminin bozulması ve sinir dokusunun beslenmesinin azalması ile sonuçlanır. Ağrıyla başlayan bu süreç ilerledikçe duyu kusuru ve güçsüzlük gibi başka problemlerin de eklenmesine neden olur.
Kanal darlığı nedir? Bel ağrısına neden olur mu?
Bel fıtıklarında olduğu gibi disk içeriğinin dışarı çıkması ile oluşan ağrının aksine burada, sinir köklerinin içinde bulunduğu kanalların daralması söz konusudur. Bu daralma sinirlerin içinde olduğu beyin omurilik sıvısındaki akışı ve sinirlerin kan damarlarından beslenmesini bozmaktadır.
Bel Ağrısı Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Bel ağrılarında yapılacak tedavi, ağrının nedenine ve hastalığın yerleşimine göre belirlenmelidir.
Tedavi planına öncelikle ayrıntılı muayene ve tetkiklerle başlanır.
Mekanik bel ağrılarında;
- İlaç tedavisi
- İstirahat
- Fizik tedavi yöntemleri
- Bel kaslarını güçlendirici egzersizler
- Bel korsesi
gibi tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.
Bel Ağrılarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Özellikle tekrarlayan bel ağrılarının önüne geçilmesi için hastanın fazla kilolarından kurtulması, varsa sigara içmeyi bırakması, bel, sırt ve karın kaslarına yönelik kas egzersizlerini düzenli ve sürekli yapması, otururken sırtı düz tutup arkaya yaslanması, günlük gerilim ve stresleri azaltması, bel kıvrımına uyan yastık kullanması, ağır cisimleri kaldırmaması, yatarken sert ve ortopedik yatakları tercih etmesi, bel ağrılarının önlenmesinde önemli rol oynar.
Her Bel Ağrısı Bel Fıtığı mıdır? Ameliyat Gerektirir mi?
Bel ağrılarının ancak %20’si bel fıtıklarından kaynaklanmaktadır.
Bu fıtıkların da küçük bir kısmında tedavi ameliyat ile yapılmaktadır.
Burada önemli olan hangi hastaların veya başka bir deyişle hangi hastalıkların cerrahi tedavi gerektirdiğinin belirlenmesidir.
Bel ağrısını değerlendirirken kırmızı bayraklar olarak adlandırılan, vakit kaybetmeden doktora başvurmayı gerektiren ve çoğunlukla cerrahi olarak tedavi edilen durumlar vardır. Bu kırmızı bayraklar birkaç başlıkta incelenebilir:
- Nörolojik Bulgular: Burada kastedilen herhangi bir sebepten dolayı omurilik ya da sinir köklerinde basıya bağlı olarak artık sinirlerin işlevini yitirmesidir. Bu durum bacaklarda ağrı, hissizlik, keçeleşme, karıncalanma şeklinde kendini gösterebilir. Daha önemlisi sinir basısı arttıkça bu sinirin çalıştırdığı kaslarda güçsüzlük, diğer bir tabirle felç durumu ortaya çıkar. Bu durum en kolay diğer taraf ile karşılaştırılarak anlaşılır. Örneğin bir tarafta ağrı ile birlikte ayağın bir hareketi zayıflamışsa sinirin felç olmaya başladığını gösterir ki acil şartlarda ameliyat olmayı gerektirir.
- Omurga Kırıkları: Omurga, içerisinde bulunan omuriliği korumakla görevlidir. Dolayısıyla omurga bütünlüğünü bozacak her türlü yaralanmada omurilik ve omurilikten çıkan sinir köklerinin de yaralanma ihtimali vardır. Bu nedenle uygun tedavi önem taşır.
- Omurga Tümörleri ve Enfeksiyonları: Bunlar ciddi rahatsızlıklardır ve erken tanı çok önemlidir. İstirahat halinde ağrı, tümör ve iltihabi problemlerin tanısı açısında en önemli belirtilerdendir. Bu ağrı tipinde, hasta omurgasına yük binmeyen hallerde de ağrı duyar. Örneğin hasta yatakta dinlenirken de ağrı duyar ve kendisine ağrısız bir pozisyon veremez. Ateş, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtiler de akla enfeksiyonları getirmelidir. Aşırı kilo kaybı, tümör varlığında görülebilen belirtilerdendir. Bu belirtilerin olduğu durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.